Yıllardır geleneksel çay kültürüyle anılan Türkiye'de, kahve tüketimi hızla artıyor. Yapılan araştırmalar, son 10 yılda kişi başına düşen yıllık kahve tüketiminin adeta bir patlama yaşadığını ortaya koyarken, uzmanlar bu değişimin arkasındaki nedenleri de sıraladı.

Türkiye'nin kahve ülkesi olma yolunda ilerlediği verilerle kanıtlandı. 2011 yılında kişi başı yıllık kahve tüketimi sadece 350 gram iken, bu miktar 2021 yılında 1,1 kilograma yükseldi. 2023 yılında ise bu rakam yaklaşık 1,5 kilograma ulaşarak rekor kırdı.

Çaydan Vaz mı Geçiyoruz?
Kahve tüketimindeki bu büyük artışın tek nedeninin "çaydan vazgeçmek" olmadığı belirtiliyor. Konuyla ilgili yapılan analizler, bu değişimin birden fazla küresel ve sosyal sebebi olduğunu gösteriyor:
Küreselleşme: Dünya genelindeki popüler kahve kültürünün Türkiye'ye de yayılması.
Sosyal Hayatın Değişimi: Özellikle gençlerin sosyalleşme mekânı olarak kafeleri tercih etmesi.
Genç Kuşağın Modern Kimlik Arayışı: Kahve tüketiminin bir yaşam tarzı ve modern kimlik sembolü olarak görülmesi.
Kahve Zincirlerinin Yayılması: Şehirlerde ve hatta küçük yerleşim yerlerinde kahve dükkanlarının hızla çoğalması.
Kahvenin "Enerji & Prestij İçeceği" Haline Gelmesi: Kahvenin, çayın aksine daha enerjik ve prestijli bir içecek olarak algılanması.

Geleneksel Türk kahvesinin yanı sıra, son yıllarda popülerleşen filtre kahve, espresso bazlı içecekler ve farklı demleme yöntemleri de bu yükselişte önemli rol oynadı.

Uzmanlar, çay kültürünün tamamen ortadan kalkmayacağını, ancak Türkiye'nin yeni bir içecek kültürünü de benimseyerek, kahve pazarında küresel bir oyuncu haline gelme potansiyeli taşıdığını ifade ediyor.





