Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, piyasa beklentilerinin üzerinde bir faiz artışına imza atarak politika faizini yüzde 17'den yüzde 19'a çıkardı. Bu sürpriz kararın, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bir hafta önce açıkladığı Ekonomik Reform Paketi'ne adeta bir sabotaj olduğu konuşulurken, iş dünyası temsilcileri faiz artışlarının yatırımları durduracağını ve üretimi gerileteceğini ifade etti.

faiz

Faiz Kararı, Büyüme Hedeflerine Darbe Vurdu

Dünyanın ekonomide faiz etkisini azaltmaya çalıştığı bir dönemde, Merkez Bankası'nın 83 milyonun sesine kulak tıkayarak aldığı 200 baz puanlık faiz artışı kararı, ekonomik gerekçelerle izah edilemeyen bir hamle olarak değerlendiriliyor. Bu operasyonun, Türkiye'nin büyümesini frenleyeceği ve kime veya kimler adına çekildiği merak konusu oldu. Yüksek faiz oranları, Türkiye'yi dünyanın en yüksek yedinci politika faizine sahip ülkesi yaptı. Arjantin'in ardından G20 ülkeleri arasında en yüksek ikinci faize sahip olan Türkiye, İran ve Haiti'den bile daha kötü bir duruma düştü.

2 Ayda %25 Kazançla Geri Çıktılar

Faiz artışlarının sıcak paraya fırsat sunduğu da ortaya çıktı. Kasım 2020'de Türkiye'ye giren 4 milyar dolarlık sıcak para, Merkez Bankası'nın beş seferde yaptığı 875 baz puanlık faiz artırımı sayesinde iki ay gibi kısa bir sürede yüzde 25 kazançla 5 milyar dolar olarak yurt dışına geri çıktı. Bu durum, faiz artışlarının asıl kazananının spekülatörler olduğunu gözler önüne serdi.

Ekonomistler, yüksek faizin maliyetleri artıracağını, istihdamı azaltacağını, yatırımları durduracağını, ihracatı zorlaştıracağını ve üretimi gerileteceğini belirterek, bu politikanın enflasyonu daha da yükselteceği uyarısında bulunuyor.

Muhabir: Rumeysa Nur KARAOSMANOĞLU