Yaz mevsiminin gelmesiyle birlikte doğada daha fazla vakit geçiren vatandaşlar, gizli bir tehdit olan kenelere karşı uyarılıyor. Türkiye genelinde yapılan araştırmalarda 55’ten fazla kene türü tespit edilmiş durumda. Ancak uzmanlara göre bunlardan dördü insan sağlığı açısından ciddi risk oluşturuyor. İşte Türkiye'de görülen Kene çeşitleri ve riskleri...

Orman Kenesi

Orman Kenesi
Nemli ve ormanlık alanlarda rastlanan Ixodes ricinus (orman kenesi), Lyme hastalığı ve kene kaynaklı ensefalit gibi tehlikeli enfeksiyonların taşıyıcısı. Lyme hastalığı, zamanla kas ve eklem ağrıları, sinir sistemi sorunları ve felce kadar varan ciddi etkiler yaratabiliyor.

Kahverengi Köpek Kenesi

Kahverengi Köpek Kenesi
Rhipicephalus sanguineus (kahverengi köpek kenesi), evcil hayvanlar aracılığıyla ev ortamına kadar girebiliyor. İnsanlara kolayca bulaşabilen bu tür, ülke genelinde yaygın olarak görülüyor.

Anadolu Kenesi

Anadolu Kenesi ve KKKA
Türkiye’de yaygın olan Hyalomma marginatum (Anadolu kenesi), en tehlikeli tür olarak öne çıkıyor. Bu tür, ölümcül Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) virüsünü taşıyor. KKKA; yüksek ateş, iç kanama ve çoklu organ yetmezliği ile seyrediyor. Uzmanlara göre bu kene, özellikle İç Anadolu, Doğu ve Güneydoğu’da yoğun olarak görülüyor.

Çayır Kenesi

Çayır Kenesi
Meralar ve otlaklarda görülen Dermacentor reticulatus (çayır kenesi), hayvanlara yapışarak ciddi kan kaybına ve çeşitli zoonotik hastalıklara neden olabiliyor. Bu tür, kırsalın yanı sıra park ve şehir içi yeşil alanlarda da karşımıza çıkabiliyor.

KKKA Virüsünün Tarihi ve Türkiye'deki Yayılımı
Hyalomma marginatum tarafından taşınan KKKA virüsü, tarihte ilk kez 12. yüzyılda Tacikistan’da kaydedildi. Ancak adını, 1944-45 yıllarında Kırım’daki Sovyet askerleri arasında yayılan salgınla aldı. 1969’da Kongo’daki benzer vakalarla birleştirilen virüs, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi adıyla tıpta yerini aldı.

Heimlich Manevrasıyla 1 Yaşındaki Bebeği Kurtardı
Heimlich Manevrasıyla 1 Yaşındaki Bebeği Kurtardı
İçeriği Görüntüle

Türkiye’de ilk kez 2002 yılında Tokat ve çevresinde dikkat çeken hastalık, 2003’te resmi olarak tanımlandı. O günden bu yana İç Anadolu’nun kuzeyi, Orta Karadeniz ve Doğu Anadolu’nun kuzeyinde vaka bildirimleri sürüyor. Türkiye'de KKKA’nın başlıca taşıyıcısı olarak Hyalomma marginatum tanımlanıyor.

KKKA Virüsü Nasıl Bulaşır? Kimler Risk Altında?
Uzmanlara göre Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA), çoğunlukla virüs taşıyan kenelerin insanları ısırmasıyla bulaşıyor. Ancak risk yalnızca bununla sınırlı değil. Hastalığa yakalanmış kişilerin ya da hayvanların kanı, tükürüğü, idrarı gibi vücut sıvılarına korunmasız temas da virüsün yayılmasına neden olabiliyor.
Bu nedenle kırsal bölgelerde çalışan çiftçilerin, hayvancılıkla uğraşanların yanı sıra; hasta bireylerle yakın temasta bulunan sağlık personeli de yüksek risk grubunda yer alıyor.

Kene Ambulans

Belirtiler Ne Zaman Ortaya Çıkıyor?
KKKA virüsüne maruz kalan kişilerde hastalığın ilk belirtileri genellikle 1 ila 3 gün içinde görülüyor. Ancak bazı durumlarda bu süre 9 güne kadar uzayabildiği belirtiliyor. Eğer virüs, doğrudan hasta bir kişinin vücut sıvısıyla temas yoluyla bulaştıysa, belirtiler genellikle 5–6 gün içerisinde başladığı ve 13. güne kadar ortaya çıkabildiği belirtildi.
Uzmanlar, erken belirti gösteren vakalarda sağlık kuruluşlarına zamanında başvurunun, hastalığın seyrini doğrudan etkilediğini vurguluyor.

Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü’nden Hayati Uyarı:
Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü Zoonotik ve Vektörel Hastalıklar Dairesi, KKKA’dan korunmak için aşağıdaki önlemlerin hayati olduğunu vurguluyor:

Kırsalda Açık Renkli ve Koruyucu Kıyafet Şart
Doğa yürüyüşleri, tarla işleri veya piknik gibi kırsal faaliyetlerde bulunan vatandaşların, mümkün olduğunca açık renkli ve uzun kollu giysiler tercih etmesi öneriliyor. Pantolon paçalarının çorap içine sokulması, kenelerin vücuda tırmanmasını engellemekte etkili bir yöntem olarak öne çıkıyor.

Vücudu Kene Açısından Taramayı Unutmayın
Kırsal alandan dönüşte, özellikle kulak arkası, koltuk altı, kasık ve diz arkası gibi bölgeler dikkatlice kontrol edilmeli. Kene görüldüğü anda çıplak elle dokunmadan, bez, eldiven ya da cımbız gibi uygun araçlarla çıkarılmalı. Keneyi ezmek, sigara basmak ya da kimyasal madde dökmek gibi halk arasında yaygın ancak yanlış uygulamalardan kaçınılmalı. Bu tür müdahaleler, virüsün vücuda geçme riskini artırabiliyor.

Kene Müdahale

Kene Çıkarılamıyorsa Tıbbi Destek Şart
Kene tutunan kişiler, kendilerini 10 gün süreyle halsizlik, iştahsızlık, ateş, kas ağrısı, baş ağrısı, bulantı, kusma veya ishal gibi belirtiler yönünden izlemeli ve bu belirtilerden bir veya bir kaçının ortaya çıkması halinde en kısa sürede en yakın sağlık kuruluşuna başvurmaları gerektiği belirtiliyor.

Hayvanlara ve Hastalara Temasta Dikkat
Hastalık hayvanlarda belirti göstermeden de bulaşabildiği için, özellikle kırsal bölgelerde yaşayan vatandaşların hayvan kanı ya da vücut sıvılarına çıplak elle dokunmamaları öneriliyor. Aynı şekilde, hasta bireylerin kanı ya da diğer vücut sıvılarıyla temas edecek sağlık çalışanları ve yakın temaslı kişilerin eldiven, önlük ve maske gibi koruyucu ekipmanlar kullanmaları gerekiyor.

Muhabir: Rumeysa Nur KARAOSMANOĞLU