Türkiye’de doğmasına rağmen annesiyle soybağı tespit edilemediği için 35 yıldır kimliksiz yaşayan Rasim Mert, hukuk mücadelesi veriyor.
1989 yılında Bulgaristan’dan Türkiye’ye göç eden Türk bir ailenin çocuğu olan Rasim, doğum belgesi, okul diploması ve resmi evrakları olmasına rağmen vatandaşlık hakkına kavuşamadı. En büyük hayali ise Türk ordusuna katılarak “resmen” bu ülkeye hizmet edebilmek.
Bulgaristan’dan Türkiye’ye Uzanan Bir Göç Hikayesi
1989’da Bulgaristan’daki asimilasyon politikalarından kaçan binlerce Türk ailesi gibi, Rasim Mert’in ailesi de Türkiye’ye göç etti.
Aile önce Bursa’ya yerleşti ve 1990 yılında Rasim burada dünyaya geldi. Ancak göç sürecinde yaşanan bürokratik karmaşa, onun hayatını kalıcı olarak etkiledi. Babasının vefatının ardından annesiyle İzmir’e taşınan Rasim, doğum belgesiyle okula başladı, ilkokul ve ortaokulu tamamladı. Ancak 18 yaşına geldiğinde kimlik çıkarmak için yaptığı başvurular, “soybağı tespit edilemedi” gerekçesiyle reddedildi.
“Türkiye’de Doğdum Ama Yok Sayılıyorum”
Kimliksiz bir yaşam süren Rasim Mert, yaşadığı zorlukları şöyle anlatıyor: “Annem ve babam Bulgaristan göçmeni. 1990’da Bursa’da doğdum. Doğum belgem, diplomam, okul kayıtlarım var ama hiçbir kurum bana kimlik vermedi. Türkiye Cumhuriyeti’nde doğdum, bu topraklarda yaşadım. Ailem vatandaş, kardeşlerim vatandaş, ben de kimliğimi istiyorum.” 35 yıldır kimliksiz yaşadığı için sağlık hizmetlerinden yararlanamıyor, resmi işe giremiyor, sosyal güvence sahibi olamıyor.
“En Büyük Hayalim Askerlik Yapmak”
Rasim’in en büyük isteği, Türk ordusuna katılıp askerlik görevini yerine getirmek. “Asker olmak, bu vatan için görev yapmak istiyorum. Bu benim çocukluk hayalimdi. 35 yıldır bu ülkenin insanı olarak yaşadım ama resmi olarak yok sayılıyorum.”
Eğitim Aldı, Belgeleri Var Ama Vatandaş Sayılmadı
Rasim Mert’in elinde Türkiye Cumhuriyeti doğum belgesi, okul diploması ve resmi kurum belgeleri bulunuyor. Ancak annesiyle soybağı resmen kanıtlanamadığı için tüm başvurular sonuçsuz kaldı. “Bana ‘Sen yoksun’ dediler. Ama ben bu ülkede doğdum, büyüdüm, Türkçe konuştum, bu bayrağın altında yaşadım. Daha ne kadar ispat etmem gerekiyor?” diyor Rasim.
Hukuki Süreç Başladı: “Emsal Dava Olacak”
Rasim Mert’in avukatı Berivan Şevval Oktay, konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı: “Müvekkilimin kimlik çıkaramama nedeni, annesiyle soybağının tespit edilememesi. Bu nedenle Aile Mahkemesi’nde soybağı tespiti davası açtık. Mahkeme, soybağını doğruladıktan sonra vatandaşlık başvurusunu yapacağız.”
Oktay, davanın Türkiye’de emsal teşkil edebileceğini belirtti: “Müvekkilim Türkiye sınırları içinde doğmuş, eğitim almış, burada yaşamış olmasına rağmen vatandaşlık hakkından mahrum bırakıldı. Kimliği olmadığı için sağlık, eğitim, sosyal güvence gibi temel haklardan yararlanamıyor. Amacımız, onun hukuken var olmasını sağlamak.”
Umut, Mahkeme Kararında
Aile Mahkemesi’nin soybağı tespitini yapması halinde Rasim Mert, annesi üzerine nüfusa kaydedilecek. Ardından Türk vatandaşlığı başvurusu yapılacak. 35 yıldır “yok” sayılan Rasim Mert’in tek dileği ise sade ama anlamlı: “Bu vatanın evladıyım. Tek isteğim kimliğimle asker olmak.”
