Yeni bir haftaya Merhaba derken, bu hafta Ortak Sağlık Güvenlik Birimini (OSGB) ele alacağız.
Yeni bir haftaya Merhaba derken, bu hafta Ortak Sağlık Güvenlik Birimini (OSGB) ele alacağız.
OSGB: Kamu kurum ve kuruluşları, organize sanayi bölgeleri ile Türk Ticaret Kanununa göre faaliyet gösteren şirketler tarafından, işyerlerine iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini sunmak üzere kurulan, gerekli donanım ve personele sahip olan ve Bakanlıkça yetkilendirilen birimlerdir. OSGB’ler sorumlu müdür bulundurmak zorundadır. Sorumlu müdür; işyeri hekimliği veya iş güvenliği uzmanlığı belgesine sahip, OSGB’lerde tam süreli istihdam edilen ve bu birimlerin iş ve işlemlerinden Bakanlığa karşı sorumlu olan kişidir.
Çalışma Bakanlığıİş Sağlığı ve Güvenliği Kayıt, Takip ve İzleme Programı(İSG KATİP) sayfasında yetkilendirilmiş olarak gözüken, aktif ve güncel OSGB sayısı 2478 tanedir. Bazı illerimizdeki OSGB sayısı şu şekildedir: Adana’da 62, Ankara’da 199, Balıkesir’de 42, Bursa’da 107, İzmir’de 167, İstanbul’da 508, Osmaniye’de 12, Hatay’da 29, Hakkâri’de 3’tür.
OSGB’lerin kurulabilmesi ve hizmet sunabilmesi için tam süreli iş sözleşmesiyle çalışan en az bir işyeri hekimi, bir iş güvenliği uzmanı, bir diğer sağlık personelinin istihdamı zorunludur. Yönetmelik minimum personel istihdam sayısını verirken üst rakam belirtmemiştir.
OSGB’ler, iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin yürütülmesine ve personel sayısına yetecek asgari büyüklükte; işyeri hekimi tarafından kullanılmak üzere en az 10 metrekarelik bir muayene odası, 15 metrekarelik ilkyardım ve acil müdahale, 10 metrekarelik iş güvenliği uzmanı odaları ile 12 metrekarelik bekleme yeri, uygun büyüklükte arşiv odası ve en az bir tuvalet ve lavabodan oluşur. Yönetmelik personel sayısına yetecek kadar şeklinde genel bir ifade kullanmıştır. Örneğin 10 metrekarelik iş güvenliği uzmanı odası yeterli olarak görmüş ama bu odada kaç iş güvenliği uzmanının çalışacağı belirtilmemiştir.
OSGB’ler kuruldukları il ve sınır komşusu illerde hizmet sunmaya yetkilidir. Komşu illere yetki vermesi doğru bir karardır. Aynı firmalar komşu illerde de şube açtıklarından iş güvenliği hizmeti tek elden sunulmaktadır. Böylece OSGB’ler için daha fazla iş potansiyeli oluşmaktadır. Yönetmelikte belirtilmeyenlerden birisi ise OSGBçalışanlar tarafından kullanılması için araçlardır. İşyeri hekimleri kendi araçlarını kullanarak bu soruna bir çözüm bulmuştur. İş güvenliği uzmanları ise OSGB tarafından kendilerine sunulan araçları kullanarak hizmet vermektedir. Genellikle araç sayısı yeterli olmadığı için, iş güvenliği uzmanları hizmet verdiği firmalar için yasal olarak verilmesi gereken hizmeti gerekli olan sıklıkta verememektedir.
İşverenler açısından daha ekonomik olduğu için OSGB’ler tercih edilmekte, bu sebeple OSGB sayıları gittikçe artmaktadır. Yeni piyasaya giren OSGB’ler iş alabilmek ve piyasada tutunmak için diğer OSGB’lerin verdiği fiyatın yarısını verebilmektedir. Bu durum OSGB’ler arasında ciddi bir rekabet oluşturmakta ve bunun sonucunda maliyeti düşürmek adına firmalara verilen hizmetin süresi ve kalitesi düşmektedir. Kanun yapma ve denetleme yetkisine sahip kurum veya kurum görevlileri bu duruma bir an önce müdahale etmelidir. İş güvenliği hizmetinin bir maliyeti olduğu bilinmektedir ve bu hizmetin bir taban fiyatı olmalıdır. Bu taban fiyat; hizmet kalitesi, tehlike sınıfına göre bakanlığı belirlediği süre kadar saha ziyareti yapılması, eğitimlerin verilmesi, sahada tespit edilen tehlikelerin kaza olmadan bertaraf edilmesi için işverene tebliğ edilmesi gibi hizmetlerin sunumu sonucu oluşabilecek maliyeti karşılamalıdır.
Oysaki bugün OSGB’ler arasındaki amansız rekabet nedeniyle iş sağlığı ve güvenliği can çekişmektedir. OSGB’ler ayakta kalmak için saha ziyaretlerini azaltmakta, ya da iş güvenliği uzmanının süresini güncelleme yapmadan uzmanın üzerine firma kaydetmekte ve çalışanına hak ettiği maaşı vermemektedir. En son geldiğimiz nokta ise iş güvenliği uzmanlarının belgelerinin kiralanmasıdır. İş sağlığı ve güvenliği bu durumda çoğunlukla sadece kâğıt üzerinde yapılmaktadır.
Bu işi hakkıyla yapan OSGB’ler sonuç olarak giderek azalmakta ve kapitalist sistem içinde tüccar zihniyeti ile kurulmuş olan OSGB’ler bunların yerini almaktadır. OSGB sayısı ve ülke genelinde ki hizmet ağının büyüklüğü göz önüne alındığında bu kötü gidişe bir an önce dur demeli ve gerekli tedbirler alınmalıdır.