Genel

Edebiyat Dünyası Yasta: Yavuz Bülent Bakiler Vefat Etti

Şair, yazar ve düşünce insanı Yavuz Bülent Bakiler 89 yaşında hayatını kaybetti. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve İstanbul Valisi Davut Gül başta olmak üzere birçok isim taziye mesajı yayımladı. Cebeci İstasyonu ÖKSÜZ kaldı...

Abone Ol

Şair, yazar ve düşünce insanı Yavuz Bülent Bakiler (89), hayatını kaybetti. Ölüm haberini İstanbul Valisi Davut Gül sosyal medya hesabından duyurdu.

Gül, paylaştığı mesajda şu ifadelere yer verdi: "Seninle bir yağmur başlıyor iplik iplik, bir güzellik doğuyor yüreğime şiirden. Martılar konuyor omuzlarıma, gözlerin İstanbul oluyor birden. Şair, yazar Yavuz Bülent Bakiler'in vefat haberini üzüntüyle aldık. Rabbim rahmetiyle, merhametiyle muamele etsin. Mekânı cennet, makamı âli olsun. Ailesinin ve sevenlerinin başı sağ olsun."

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Taziye Mesajı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da sosyal medya hesabından yayımladığı mesajında Bakiler’e Allah’tan rahmet dileyerek şu ifadeleri kullandı: "Nice güzel şiiri, hatırayı, seyahatnameyi, biyografiyi, mektup tarzında kaleme aldığı eşsiz eseri edebiyatımıza armağan eden Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü sahibi Yavuz Bülent Bakiler'in vefatından derin üzüntü duydum. Merhum Bakiler'e Allah'tan rahmet diliyor, ailesine, dostlarına ve edebiyat camiamıza başsağlığı dileklerimi iletiyorum. Rabb'im mekanını cennet eylesin."

Son Yolculuğuna Yarın Uğurlanacak

Vefatının ardından Bakiler'in cenazesi Üsküdar'daki Karacaahmet Gasilhane'sine getirildi. Taziyeleri burada Bakiler'in kardeşi Naci Bakiler kabul etti. Yavuz Bülent Bakiler'in cenazesinin 29 Eylül Pazartesi günü ikindi namazına müteakip Marmara İlahiyat Camii'nde kılınacak cenaze namazının ardından toprağa verileceği öğrenildi.

Hayatı ve Edebi Yolculuğu

Azerbaycan Türkü bir aileden gelen Yavuz Bülent Bakiler, 23 Nisan 1936’da Sivas’ta doğdu. İlk ve ortaöğrenimini Sivas, Gaziantep ve Malatya’da tamamladıktan sonra 1960 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldu. TRT Ankara Radyosu’nda kültür programları hazırladı, bir dönem Sivas’ta avukatlık yaptı ve siyasetle ilgilendi. Daha sonra Kültür ve Turizm Bakanlığı’nda üst düzey görevlerde bulundu.

Eserleriyle İz Bıraktı

1953’te yayımlanan ilk şiirinin ardından Hisar dergisi şairleri arasında yer alan Bakiler, Tercüman ve Türkiye gazetelerinde köşe yazıları yazdı.
Şiir kitapları arasında Yalnızlık (1962), Duvak (1971), Seninle (1986), Harman (2003) öne çıkarken; gezi notlarından oluşan Üsküp’ten Kosova’ya (1979) ve Türkistan Türkistan (1986) eserleriyle de tanındı. Ayrıca Âşık Veysel, Mehmet Akif’te Çağdaş Türkiye İdeali, Arif Nihat Asya İhtişamı gibi önemli inceleme kitapları kaleme aldı.

Ödüller ve Özel Hayatı

Bakiler, 2022 yılında Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü’ne layık görülmüş, aynı yıl Türkiye Yazarlar Birliği’nden de üstün hizmet ödülü almıştı. Evli ve iki çocuk babası olan Bakiler, ardında onlarca eser bırakarak edebiyat dünyasına büyük katkı sundu.

Cebeci İstasyonu Öksüz Kaldı

Türkçe kullanımına özen göstermesiyle bilinen Yavuz Bülent Bakiler, "Harman", "Yalnızlık", "Duvak" ve "Seninle"nin de aralarında bulunduğu çok sayıda şiir kitabıyla tanınıyordu.

Türkçe kullanımına özen göstermesiyle bilinen ve birbirinden güzel eserleriyle edebiyat dünyasında iz bırakan Şair ve Yazar Yavuz Bülent Bakiler’in en sevilen şiirlerinden “Cebeci İstasyonu ve Sen” gibi şiirlerini sizlerle paylaşmak istedik:

CEBECİ İSTASYONU VE SEN

Cebeci İstasyonunda bir akşam üstü
İncecikten bir yağmur yağıyordu yollara
Yeni baştan yaşıyorduk kaderimizi
Sıcak bir kara sevda
Yüreğimizin başında bağdaş kurup oturmuştu;
Acımsı, buruk.
mühürlenmişti ağzımız bir sessizlik içinde
Sessizliği üstümüzden atamıyorduk
Bir saçak altında kararsız, yorgun
Saatlerce duruyorduk
Kimse görmüyordu bizi

Cebeci İstasyonunda bir akşam üstü
Yeni baştan yaşıyorduk kaderimizi
Cebeci İstasyonunda bir akşam üstü
Bir başka türlüydü bu insanlar
Sen bir başka türlüydün
Gözlerin yine öyle bir bilinmez renkteydi
Gözlerin gözlerimde erimekteydi
Bir mermer heykel gibi yanımda duruyordun
Beni bırakma diyordun

Meyhane sarhoşları gibi sırılsıklam
Bir yalnızlık duyuyorduk
Ağlıyordun, ağlıyordun...

Cebeci İstasyonunda bir tren
Nefes nefese soluyordu
Gerilmiş bir keman teli gibiydik

Ankara Kalesi'nde bir eski çalar saat
Bilmem kaça vuruyordu
Bir yağmur yağıyor inceden ince
İçimizdeki binbir düşünce
Harmanlar misali savruluyordu
Islanmış bir ceylan yavrusu gibi
Tiril tiril titriyordun
Gitsek gitsek diyordun.

Yüreğimin atışından deli gönlümce
Sırıl sıklam, paramparça, permeperişan
Türküler söylüyordum
Ağlıyordun, ağlıyordun...

Şimdi, şimdi seni düşünüyorum
Cebeci yollarında rüzgarlar esiyor, serin
Paramparça düşmüş gönül ufkuma
İki yıldız gibi gözlerin
Gel Ey ciğerime saplanan hançer
Gel ey yüreğime oturmuş kurşun
Göçmen kuşlar gibi çok uzaklardan
Gel artık
Ne olursun