Düzce Üniversitesi'nin "Bilim Kafe" buluşmaları kapsamında, "Kampüs Ötesi Buluşma: Mantarların Gizemli Dünyası" başlıklı etkinlik Konuralp Antik Tiyatrosu'nda yoğun katılımla gerçekleştirildi. Etkinlikte Düzce Üniversitesi Ormancılık Meslek Yüksekokulu Müdürü Doç. Dr. Çağlar Akçay, mantar türleri ve tüketimi hakkında çarpıcı bilgiler paylaştı.
Mantar Alemi ve Küresel Çeşitlilik
Doç. Dr. Çağlar Akçay, mantarların hayvanlar ve bitkiler gibi kendine ait bir alemi olduğunu belirterek küresel verilere dikkat çekti. Akçay, Dünyada yaklaşık 5 milyon mantar türü bulunduğunu, ancak bu türlerin yalnızca 3 bin kadarının yenilebilir olduğunu ifade etti. Türkiye'de ise yaklaşık 300 yenilebilir mantar türünün bulunduğunu belirten Akçay, kanlıca, istridye ve trüf gibi değerli türlerin ülkemiz topraklarında yetiştiğini söyledi.
Yıllık Üretim 75 Bin Ton, İhracat 20 Bin Ton
Türkiye'deki mantar üretimine değinen Doç. Dr. Akçay, özellikle kültür mantarlarının yaygınlaştığını ve yıllık üretimin 75 bin ton seviyelerine ulaştığını aktardı. Ayrıca, her yıl 15-20 bin ton mantarın toplanarak yurt dışına ihraç edildiğini de belirtti. Akçay, mantarların ekosistemde ayrıştırıcı rol üstlendiğini ve bitkiler gibi fotosentez yapamadığını, besinlerini canlı veya ölü organizmalardan sağladığını hatırlattı.
Mantar Tüketiminde Yanlış Algılar ve Kritik Uyarı
Mantar zehirlenmelerine yol açan yanlış inanışlara açıklık getiren Doç. Dr. Akçay, "Kurtlu mantar zehirli değildir", "Ağaç üzerinde çıkan mantar zararsızdır" gibi yaygın inanışların doğru olmadığını vurguladı. Akçay, "Tanımlanamayan veya şüpheli mantarların kesinlikle tüketilmemesi gerekir" uyarısında bulunarak, mantarın zehirli olup olmadığının kesin teşhisinin yalnızca mikroskobik inceleme ile mümkün olduğunun altını çizdi. Zehirlenme şüphesi durumunda vakit kaybetmeden sağlık kuruluşuna başvurulması gerektiğini hatırlattı.
Doç. Dr. Akçay, konuşmasında reishi ve aslan yelesi gibi tıbbi mantarların bağışıklık sistemini güçlendirme ve nörolojik hastalıklarda destekleyici etkiler sunma potansiyelinden de bahsetti. Bilimsel bilginin toplumla buluştuğu etkinlik, soru-cevap bölümüyle sona erdi.
