Geçmişte arıcılık sektöründe pek bilinmeyen ve hatta "çöp" olarak görülen arı ekmeği, şimdilerde adeta altın değerinde. Arıların çiçek ve bitkilerden topladıkları polenleri kovanlarına getirip kendi enzimleriyle fermente etmesi sonucu oluşan bu özel besin, zengin içeriğiyle dikkatleri üzerine çekiyor.
Protein Deposu ve Şifa Kaynağı
25 yıldır arıcılık yapan Engin Ekinci, arı ekmeğinin arılar için de tabiat için de temel bir hammadde olduğunu belirtiyor. Ekinci, "Arı ekmeği olmazsa arı olmaz. Arıların ve tabiatın ham maddesidir. Arılar çiçekleri ve bitkilerin polenlerini kovanlarına bacaklarında getirerek kendi enzim ve salgılarını katarak bu yiyeceği üretiyorlar. İçerisinde yaklaşık olarak 22-23 çeşit amino asit barındırıyor. Protein açısından da oldukça zengin" diye konuştu.
Arı ekmeğinin besin değerine vurgu yapan Ekinci, "Bir çay kaşığı arı ekmeği 1 kilogram et ile eşdeğer proteine sahip. Akciğer hastalıkları, prostat, eklem ağrıları gibi birçok hastalığa da iyi gelmesi ile biliniyor. Diyet yapan insanlar için, çocukların gelişimi için de önerilen şifa deposu bir besin. Birçok farklı çiçekten oluşan çok şifalı bir besin" ifadelerini kullandı.
Geçmişten Günümüze Büyük Değişim
Engin Ekinci, arı ekmeğinin değerinin son yıllarda anlaşıldığını belirterek, "Birkaç yıl önce arı ekmeğinin üretimi yapılmıyordu, bu çöp olarak atılıyordu. Son yıllarda ise arı ekmeği yerli arıcılarımız tarafından üretiliyor" dedi.
Kilosu 3 bin liradan alıcı bulan arı ekmeği, arıcılar için hem ekonomik hem de ekolojik açıdan önemli bir ürün haline geldi. Tüketiciler de sağlıklı yaşam ve doğal beslenme arayışında bu benzersiz ürüne büyük ilgi gösteriyor.