İlk saç teli 1979’da duvara asıldı. O günden bugüne, dünyanın dört bir yanından 16 binden fazla kadın, saçından bir tutamı bırakıp gitti. Kimisi bir aşkın, kimisi bir vedanın, kimisi ise sadece anılarının izini bırakmak için.
İçeri giriyorsunuz, tavandan sarkan saçlar, duvarlara iğnelenmiş notlar, bir mezar gibi sessiz, ama hayat kadar canlı. Burası ne bir film seti, ne de bir korku evi. Burası, aşkın, ayrılığın ve insan hikâyelerinin en doğal haliyle sergilendiği Saç Müzesi.
Galip Körükçü’nün 1979’da başlayan kişisel hikâyesi, bugün dünyanın en ilginç müzelerinden birine dönüştü. Kapadokya’nın tarihi Avanos ilçesinde bulunan Saç Müzesi, 45 yıl önce bir veda anısıyla başladı, bugün 16 binden fazla kişinin hikâyesine ev sahipliği yapıyor.

Bir Vedayla Başlayan Gelenek
Müzenin temeli, 1979 yılında Fransız bir kadın turistin, Avanoslu çömlek ustası Galip Körükçü’ye ayrılık anısına bir tutam saç bırakmasıyla atıldı. Körükçü’nün bu saçı atölyesinin duvarına asmasıyla başlayan gelenek, zamanla dünyanın dört bir yanından gelen ziyaretçilerin kendi saç tutamlarını ve anılarını bırakmasıyla büyüdü.
Avanos Saç Müzesi, bugüne kadar 100’den fazla ülkeden 16 binin üzerinde kadının saç örneğini barındırıyor. Tavandan sarkan saçlar, duvarlara iliştirilen isimler ve el yazısı notlarla birlikte müze, ziyaretçilerine hem şaşkınlık hem de derin bir duygusallık yaşatıyor.
Beş kuşaktır çömlekçilik yapan Galip Körükçü, müzeyi kendi atölyesi olan “Chez Galip” içinde kurdu. Kapadokya’nın geleneksel seramik sanatını yaşatmakla kalmayan Körükçü, aynı zamanda müzenin dünyaca tanınmasında da önemli bir rol oynadı.

UNESCO’nun Radarında, Kadınların Kalbinde
Saç Müzesi, UNESCO tarafından en ilginç 15 özel müze arasında gösterildiği gibi, birçok uluslararası belgesel ve haber platformuna da konu oldu. Müze, yalnızca bir anı mekanı değil; aynı zamanda Anadolu’da saçın tarihsel ve kültürel anlamlarını yaşatan, kadın kimliğine dair sembolik bir alan olarak değerlendiriliyor.
Ünlü İsimler de Katkı Sundu
Ziyaretçilerin büyük kısmını kadınların oluşturduğu müzede , duvara saç bırakma, zamanla bir ritüel halini aldı. Bazıları bir aşka veda etmek, bazıları kaybettikleri bir yakınını anmak ya da sadece anı bırakmak için saç tutamlarını müzeye emanet ediyor. Bu saç koleksiyonu içerisinde yalnızca turistler değil, orada duygularını bırakmak isteyen, ünlü isimlerin saç tutamları da bulunuyor. Asmalı Konak kadınlarından olan Selda Akor, Nurgül Yeşilçay, İpek Tuzcuoğlu ve eski Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın eşi Semra Özal’da bu koleksiyona katkıda bulunan isimler arasında.
Her Saç Bir Hatıra, Her Tel Bir Hikâye
Tavandan sarkan saçlar, duvarlara iliştirilen isimler ve el yazısı notlarla birlikte müze, ziyaretçilerine hem şaşkınlık hem de derin bir duygusallık yaşatıyor.
Bu müzede, her saç bir hikâye. Her biri bir duygu, bir zaman ve bir insanı temsil ediyor. Burası sıradan bir müze değil, duvarlara sinmiş binlerce anının sessizce yaşadığı bir mekan.





