Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Sütyemez, son yıllarda artan kuraklık ve sıcaklıkların tarımsal üretim üzerindeki etkilerine dikkat çekerek, meyve ağaçlarının stresten uzak tutulması gerektiğini vurguladı. Ağaçların sağlıklı kalabilmesi ve verimliliğin düşmemesi için üreticilere hayati uyarılarda bulundu.
"Bir meyve ağacı ne kadar çok strese maruz kalırsa verim ve meyve kalitesi o kadar düşer" diyen Sütyemez, üreticilerin sıcaklık ve susuzluğun neden olduğu stresi azaltmak için çeşitli yöntemlere başvurması gerektiğini ifade etti.
Gölgeleme, Damlama Sulama ve Malç Önerisi
Meyve ağaçlarında stresin azaltılması için gölgeleme, kireçleme, malç örtüsü kullanımı ve özellikle damlama sulama gibi yöntemlerin önemine dikkat çeken Sütyemez, "Bu dönemde kesinlikle vahşi salma yönteminden kaçınılmalıdır" uyarısında bulundu.
Sütyemez, sulamanın serin saatlerde, tercihen sabah erken ya da gece yapılmasının, su tasarrufu ve hastalık riskinin azaltılması açısından büyük avantaj sağladığını belirterek şunları söyledi:
“Bu dönemde sık sık ama azar azar sulama en isabetli olanıdır. Toprağın kalitesinin artırılmasıyla sıcaklık stresi daha kolay dengelenebilir. Her canlıda olduğu gibi meyve ağaçlarında da stresle mücadelede temel kural, sağlıklı olmaktır.”
Doğru Tür Seçimi ve Güçlendirici Uygulamalar
Beslenme açısından da dikkatli olunması gerektiğini belirten Prof. Dr. Sütyemez, potasyumlu gübrelerin yanı sıra kalsiyum ve bor uygulamalarının da hücre zarlarını güçlendirerek sıcaklık stresine karşı dayanıklılığı artırdığını aktardı.
Ayrıca, meyve ağaçlarında yaz sıcaklarına karşı direnç sağlamak adına bilinçli budama işlemlerinin de yararlı olabileceğini belirten Sütyemez, şu ifadeleri kullandı:
“Kalıcı ve uzun ömürlü tedbirler, doğru bölgede doğru tür seçimiyle başlar. Bahçe planlamasında rüzgar kıran bitki şeritlerinin oluşturulması ve yüksek sıcaklıklara daha dayanıklı türlerin, örneğin sumak ve zeytin gibi çeşitlerin tercih edilmesi dirençli bahçeler oluşturulmasına katkı sağlar.”