Kahramanmaraş’ın en köklü el sanatlarından biri olan bakırcılık, kentteki son temsilcilerinin çabalarına rağmen yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Bakırcılar Çarşısı’nda sabahın erken saatlerinde yankılanan çekiç sesleri artık azalırken, geriye kalan son ustalar, mesleği yaşatmak için direniyor. Ustalar, yeni çırak yetişmemesi nedeniyle bakırcılığın kendilerinden sonra son bulacağını üzülerek dile getiriyor.
Kahramanmaraş'ta Şu Anda Yalnızca 3 Usta Kaldık
Bakırcılar Çarşısı’nda 44 yıldır zanaatını sürdüren 56 yaşındaki Orhan Kavasoğlu, Kahramanmaraş’ın sembollerinden olan bu mesleğin durumunu anlattı. Kavasoğlu, eskiden çarşıda 30 dükkânda çekiç seslerinin yankılandığını, ancak bugün bu seslerin azaldığını belirtti.
Mesleğin bitme noktasına geldiğini vurgulayan Kavasoğlu, "Kahramanmaraş'ta şu anda yalnızca 3 usta kaldık. Mesleğin benim gördüğüm kadarıyla 10 yılı var, ondan sonra bu işi yapacak eleman bulamayız," diyerek acil bir çözüm çağrısında bulundu. Usta, gençlerin bedenen güç gerektiren bu zanaatı tercih etmemesinin, mesleğin geleceğini tehdit eden en büyük faktör olduğunu ifade etti.
Gençler Tercih Etmiyor: Babadan Oğula Geçen Miras Kesildi
Geleneksel olarak babadan oğula aktarılan bu zanaatın, artık bu geleneği sürdürememesi, mesleğin bitişini hızlandırıyor. Orhan Kavasoğlu, kendisinin erkek çocuğu olmadığı için bu geleneği aktaramadığını belirterek, "Çırak yetişmediği için son nesle geldiğimizden dolayı biraz zorlanıyoruz," dedi.
Çarşıdaki ustalar, ağırlıklı olarak mevcut bakır eşyaların bakım ve tamir işlerini yaparak ayakta kalmaya çalışıyor, yeni sipariş üzerine ürün üretimi ise nadiren gerçekleşiyor. Bu durum, bakırcılığın üretimden çok onarım odaklı bir mesleğe dönüştüğünü gösteriyor.
Son Temsilciler: "Kolumuza Altın Bilezik Diye Taktığımız Mesleği Yaşatmaya Çalışıyoruz"
Kahramanmaraş’ın bakırcılık zanaatının en genç temsilcilerinden 52 yaşındaki Sedat Büyükçıkrıkçı ise mesleğin geldiği durumu "eriyen mum" benzetmesiyle özetledi. Büyükçıkrıkçı, kentteki el sanatları içinde bakırcılık yapan sadece üç usta kaldığını ve onların en genci olmanın sorumluluğunu taşıdığını belirtti. "Eskiden her ustanın 3-5 çırağı olurdu. Ustaların kimi mesleği bıraktı kimi vefat etti. Biz kolumuza altın bilezik diye taktığımız mesleği yaşatmaya çalışıyoruz," ifadelerini kullanan Büyükçıkrıkçı, yeni neslin tercihlerinin bu kültürel mirası yok ettiğine dikkat çekti.
Ustalar, yetkililerden ve toplumsal farkındalıktan destek beklediklerini dile getirdi.